Sunday, March 22, 2015

Diyarbakır’da ne 'tarihi' bir hava, ne de bir coşku var!

Diyarbakır’da ne 'tarihi' bir hava, ne de bir coşku var!

Hafta sonu hükümet ve HDP arasındaki “tarihi” açıklamadan sonra kendimi Diyarbakır sokaklarına atıyorum. Sabahki sağanak yağmurdan sonra güneş Amed’i ısıtıyor.
Suriçi’ne doğru yürürken bu “tarihi” günün yarattığı herhangi bir coşkulu yüze rastlayamıyorum. Arkadaşlarla buluşup Suriçi’nde, Amedlilerin deyimiyle “kemikli”* yemeye gidiyoruz.  Bir yandan kemikliyi yerken diğer yandan da kebapçıdaki insanlarla sohbete başlıyoruz. Silah bırakma çağrısını nasıl karşılıyorlar, Öcalan’ın belirlediği 10 maddelik ilkeden ne anlıyorlar…

Asuri-Süryanilerin çığlığını duyalım!

Asuri-Süryanilerin çığlığını duyalım!

Günlerdir yanı başımızda Asuri-Süryaniler katlediliyor ve Türkiye’de birkaç medya kuruluşu dışında katliam dile bile gelmiyor. Ana akım medya her zamanki gibi kör, sağır ve dilsiz. Türkiye hükümetinden de ne bir tepki ne bir kınama var.
Her gün her saat Asuri-Süryanilerden telefon alıyorum. IŞİD’in elindeki Asuri-Süryanilerin rakamları her saat artıyor. Sabah uyandığımda 250’lerde olan sayı, ben size bu satırları yazdığım sırada 274’ü bulmuştu.

Thursday, March 19, 2015

13 dakika ötemizde Asuri-Süryaniler katlediliyor, biz ise seyrediyoruz!

13 dakika ötemizde Asuri-Süryaniler katlediliyor, biz ise seyrediyoruz!

Geçen Ağustos ayından beri gözyaşımız dinmedi. Az önce evde tam çayımı demlemiş, Selahattin Demirtaş’ı izlemek için kendimi hazırlamışken, Asuri arkadaşlarımdan gelen bir telefon nispeten sakin geçireceğimi umduğum bir akşamı tekrar gözyaşlarına boğdu.

Haseke’nin Habur nehri kıyısındaki 35 Asuri-Süryani köyüne IŞİD saldırmış, 8-10 köyün IŞİD’in eline geçtiği söyleniyor. Gözyaşlarıyla anlatan arkadaşımı sakinleştirerek, bilgileri tek tek almaya çalışıyorum. Uluslararası kanallarda verilen 90 Asuri-Süryani’nin IŞİD’in eline geçtiği rakamının doğru olmadığını, muhtemelen 90 ailenin IŞİD’in eline geçtiğini öğreniyorum. Henüz tüm rakamlar teyitli değil. Haseke’den gelen bilgiler doğrultusunda teyit ettirdiğim rakamlar şunlar:

Thursday, March 12, 2015

KUZEY İRLANDA DOSYASI-4

Hayırlı Cuma’nın uygulanması ve geleceğe bırakılan sorunlar

Hayırlı Cuma Anlaşmasında belirtilen konuların hayata geçirilmesi 10 yılı bulacaktı. Dönemin Başbakanı Bertie Ahern görüşmemizde uygulama zorluklarını anlatıyor:
“Belge 8 ay sürdü ama en zoru bunların uygulanmasıydı. Mesela kolluk kuvvetlerinin reformu diyordunuz, öyle bir kolluk kuvvetleri olacak ki herkes memnun olacak, dışarıda tekrar ortalığın karışmaması gerekiyor, öte yandan bir sürü reform seçim…vs. gerekiyor.  Anlaşmayı tam olarak uygulamak 2007 yılına kadar sürdü, bazı yıllar daha hızlı ilerledik, bazı yıllar yavaş. İnsanları şartlı tahliye edince sunu anlıyorlar, tekrar bir suç işlememeliyiz, zaten çok azı tekrar suç işledi. Silahsızlanma için uluslararası bir komisyon kurduk uzun bir süre aldı, bunca yıl içerisinde çok sayıda karmaşık silahlar biriktirmişlerdi ellerinde, ayrı bir komisyon kurduk. Hem ABD hem Kaddafi’den silahlar geliyordu, Kaddafi 3 gemi silah yollamıştı IRA ya. Bazı insanlar bir yandan politikacılık yapıyor bir yanda şiddeti kullanıyordu. Kolay değildi.”

KUZEY İRLANDA DOSYASI-3

Barış Anlaşması: Güç paylaşımı  

Hayırlı Cuma Anlaşması aslında Kuzey İrlanda’nın yeniden tasarımıydı. Anlaşma ile Kuzey İrlanda/ İngiltere, Kuzey/ Güney ve Doğu /Batı (İngiltere ve İrlanda Adası) arasındaki ilişkiler baştan düzenlendi.
Anlaşma görüştüğümüz her kesim tarafından bir “GÜÇ PAYLAŞIMI” anlaşması olarak tanımlanıyor.  Hiçbir tarafın muhalefette olmayacağı, herkesin hükümette olacağı şekilde bir güç paylaşımı yapıldı. Kuzey İrlanda hükümetindeki bakanlıklar aldıkları oy oranlarına göre tüm partiler arasında paylaştırıldı. Böylece Barış Anlaşmasının uygulaması tüm tarafların içinde yer aldığı bir hükümet tarafından yapılacaktı.

KUZEY İRLANDA DOSYASI-2

MÜZAKERE SÜRECİ:EYLÜL 1997-NİSAN 1998
Tek başına İngiltere ve/veya İrlanda’nın bu süreci yürütmesinin mümkün olmayacağı, üçüncü bir tarafın katılımının süreci kolaylaştıracağı düşünülüyor. Nitekim öyle de oluyor. Dublin’de görüştüğümüz müzakere sürecinde yer alan eski İrlanda Dışişleri Balanı Liz O’Donnell 3. taraf olarak ABD’nin müzakere sürecinde oynadığı rolün önemine değiniyor:

KUZEY İRLANDA DOSYASI-1


Kuzey İrlanda barış sürecine hazırlık: 'Tik tak' dönemi


Geçen yıl gittiğim Kuzey İrlanda’dan sonra, bu sefer adanın güneyinde Dublin’deyim. DPI’ın (Demokratik Gelişim Enstitüsü) düzenlediği gezi ile İrlanda barış sürecinde bizzat yer almış  siyasetçi, bürokrat, sivil toplum çalışanı, din adamları gibi toplumun çeşitli katmanlarındaki  insanlardan sürece ilişkin deneyimlerini dinleme şansı buluyoruz.
Öncelikle Kuzey İrlanda sorununu kısaca hatırlayalım:

Rüyalar kana bulanırken özgürce yürünmüyor…

Rüyalar kana bulanırken özgürce yürünmüyor…

Kar yağışı dolayısıyla 2 gündür Dublin’de mahsur kalmış durumdayım. Geçen hafta sonu Dublin’e uçarken aklımda henüz yeni katledilen Özgecan vardı.
Kalemi elime almayı birkaç gez denediysem de Özgecan için yazı yazmayı beceremedim, böylesine bir vahşetten sonra çok zor geldi…

Kayıp Kadınlar Komisyonu: 500 kadın IŞİD’den satın alma yoluyla kurtarıldı

Kayıp Kadınlar Komisyonu: 500 kadın IŞİD’den satın alma yoluyla kurtarıldı

Güney Kürdistan’da, Kürdistan Bölgesel Hükümeti ve sivil toplum örgütleri işbirliği içinde IŞİD zulmüne maruz kalmış Ezidi, Hristiyan ve Türkmen kadınlar için elbirliği ile birçok çalışma yapıyorlar. Bu çalışmalardan en önemlisi de Kürdistan Bölgesel Hükümeti İnsan Hakları Bakanlığı bünyesinde Kayıp Kadınlar Komisyonu’nun kurulması. 15 Ocak Perşembe günü Erbil’de İnsan Hakları Komisyonuna giderek Kayıp Kadınlar Komisyonunun da üyesi olan parlamenter Tavga Omer Rashid ile görüşüyorum.

Erbil'de de hüzün var…

Erbil'de de hüzün var…

En son 2013 Eylül’ün de gittiğim Erbil’i bu sefer durgun buluyorum.
Şehre girerken yarım kalmış yol çalışmaları Erbil’deki ekonomik sıkıntıların bir göstergesi. Uzun süredir firmalara ödeme yapılamadığını ve birçok inşaat çalışmasının yarım kaldığını söylüyor yanımdaki  Erbilliler. Türkiye’den de birçok firmanın şuan alacaklarının beklemede olduğunu öğreniyorum. 1 yıl öncesi oldukça kalabalık olan Family Mall gibi ünlü alışveriş merkezleri bile boşalmış durumda.

Sunday, March 8, 2015

GAP EYLEM PLANI

60. HÜKÜMETİN AÇIKLADIĞI “GAP EYLEM PLANI 2008-2012”’NIN DEĞERLENDİRMESİ

Nurcan BAYSAL
22 Temmuz 2008, Diyarbakır

GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİNİN GENEL DURUMU

1980 yılında başlanan Güneydoğu Anadolu Projesi, başlangıçta Bölge’nin su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesine dayanan bir program olarak ele alınmış; proje kapsamında Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde 22 baraj, 19 hidroelektrik santralı ile 1,8 milyon hektar alanda sulama şebekesi yapımı öngörülmüştür. 1989 yılında hazırlanan Mastır Plan ve 2002 yılında yapılan revizyon ile tarım, sanayi, ulaştırma, eğitim, sağlık, kırsal ve kentsel altyapı yatırımlarını da içine alan GAP’ın, 2010 yılında bitirilmesi hedeflenmektedir.

Monday, March 2, 2015

'3 IŞİD'li birden tecavüz ediyordu, beni mahkemeye çıkarın anlatayım ki dünya utansın!'

'3 IŞİD'li birden tecavüz ediyordu, beni mahkemeye çıkarın anlatayım ki dünya utansın!'

Soğuk, çok soğuk bir akşam, 11 Ocak Pazar akşamı ulaştım Musul yakınındaki Baadre köyüne. Baadre en büyük Ezidi köylerinden biri. Köyün hemen arkasında da 20 bin kişilik bir Ezidi kampı var.  İŞİD saldırılarının başlamasıyla 1700 hanelik köy boşalıyor. Son iki aydır geri dönüşler var. Boş evlere Şengalli aileler yerleştirilmiş durumda. İŞİD’in (DAİŞ) elinden kurtulan bazı kadınlar da bu köydeler. Benim Baadre’ye gidiş amacım bu kadınlara ulaşmak…
Ezidilerin Miri, Mir Amer bizi evinde konuk ediyor. Akşam karanlığında Mir Amer ile birlikte boş evlere yerleştirilen ailelerden birinin yanına gidiyoruz.